Quran Apps in many lanuages:

Surah Ta-Ha Ayahs #95 Translated in Turkish

قَالُوا لَنْ نَبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِفِينَ حَتَّىٰ يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَىٰ
Onlar şöyle demişlerdi: Mûsa bize dönünceye kadar ona tapıcılar olmakta devam edeceğiz.
قَالَ يَا هَارُونُ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَأَيْتَهُمْ ضَلُّوا
Mûsa dedi: Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de
أَلَّا تَتَّبِعَنِ ۖ أَفَعَصَيْتَ أَمْرِي
Benim ardım sıra gelmedin. Emrime isyan mı ettin?
قَالَ يَا ابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي ۖ إِنِّي خَشِيتُ أَنْ تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلِي
Hârun dedi: Ey annemin oğlu! Sakalımı, başımı tutma! Ben senin şöyle diyeceğinden korkmuştum: 'Beniisrail arasına ayrılık soktun, sözüme bağlı kalmadın!
قَالَ فَمَا خَطْبُكَ يَا سَامِرِيُّ
Mûsa dedi: Senin derdin neydi, ey Sâmirî?

Choose other languages: