Download Mobile App:

Surah Nooh Translated in Turkish

إِنَّا أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوْمِهِ أَنْ أَنْذِرْ قَوْمَكَ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَأْتِيَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Biz, Nûh'u, Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar! diye kavmine gönderdik.
قَالَ يَا قَوْمِ إِنِّي لَكُمْ نَذِيرٌ مُبِينٌ
O dedi ki: Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.
أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاتَّقُوهُ وَأَطِيعُونِ
O halde, Allah'a ibadet edin! O'ndan korkun! Ve bana itaat edin ki
يَغْفِرْ لَكُمْ مِنْ ذُنُوبِكُمْ وَيُؤَخِّرْكُمْ إِلَىٰ أَجَلٍ مُسَمًّى ۚ إِنَّ أَجَلَ اللَّهِ إِذَا جَاءَ لَا يُؤَخَّرُ ۖ لَوْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Allah, günahlarınızı affetsin ve sizi belirli bir süreye kadar ertelesin. Çünkü Allah'ın eceli geldiğinde ertelenmez. Bir bilebilseydiniz!
قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوْتُ قَوْمِي لَيْلًا وَنَهَارًا
Nûh şöyle yakardı: Ey Rabbim! Ben toplumuma gece ve gündüz çağrıda bulundum.
فَلَمْ يَزِدْهُمْ دُعَائِي إِلَّا فِرَارًا
Fakat çağrım, onların kaçışlarını artırmaktan başka bir işe yaramadı.
وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوْتُهُمْ لِتَغْفِرَ لَهُمْ جَعَلُوا أَصَابِعَهُمْ فِي آذَانِهِمْ وَاسْتَغْشَوْا ثِيَابَهُمْ وَأَصَرُّوا وَاسْتَكْبَرُوا اسْتِكْبَارًا
Ben onları, sen kendilerini affedesin diye çağırdıkça, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiseleriyle sarılıp sarmalandılar, inat ve ısrar ettiler ve kibirlendikçe kibirlendiler.
ثُمَّ إِنِّي دَعَوْتُهُمْ جِهَارًا
Sonra onları daha açık bir biçimde çağırdım.
ثُمَّ إِنِّي أَعْلَنْتُ لَهُمْ وَأَسْرَرْتُ لَهُمْ إِسْرَارًا
Daha sonra bir başka duyuru yönelttim. Ve onları gizli gizli de çağırdım.
فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ إِنَّهُ كَانَ غَفَّارًا
Ve şöyle dedim: Rabbinizden af dileyin! O, bağışlamayı çok sevendir.
Load More