Download Mobile App:

Surah An-Najm Translated in Turkish

وَالنَّجْمِ إِذَا هَوَىٰ
Yemin olsun inip çıktığı zaman yıldıza/fışkırıp çıktığı zaman çimene/süzülüp aktığı zaman Ülker Yıldızı'na/aşağı indiği zaman o parçalar halinde ağır ağır gelene
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوَىٰ
Ki arkadaşınız ne saptı ne de azdı.
وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَىٰ
O; kuruntudan, keyfinden konuşmuyor.
إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَىٰ
İndirilmiş bir vahiyden başkası değildir o.
عَلَّمَهُ شَدِيدُ الْقُوَىٰ
Kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti onu ona.
ذُو مِرَّةٍ فَاسْتَوَىٰ
Akıl, güzellik ve güç sahibidir. Doğrulup dikildi.
وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَىٰ
En yüksek ufuktadır o.
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ
Sonra iyice yaklaştı ve sarktı
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَىٰ
İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.
فَأَوْحَىٰ إِلَىٰ عَبْدِهِ مَا أَوْحَىٰ
Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.
Load More