Quran Apps in many lanuages:

Surah Al-Mumenoon Ayahs #102 Translated in Turkish

وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونِ
Onların, başıma üşüşmelerinden de sana sığınırım Rabbim!
حَتَّىٰ إِذَا جَاءَ أَحَدَهُمُ الْمَوْتُ قَالَ رَبِّ ارْجِعُونِ
Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde şöyle der: Rabbim, beni geri döndürün;
لَعَلِّي أَعْمَلُ صَالِحًا فِيمَا تَرَكْتُ ۚ كَلَّا ۚ إِنَّهَا كَلِمَةٌ هُوَ قَائِلُهَا ۖ وَمِنْ وَرَائِهِمْ بَرْزَخٌ إِلَىٰ يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Döndürün ki, o arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım. Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu. Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
فَإِذَا نُفِخَ فِي الصُّورِ فَلَا أَنْسَابَ بَيْنَهُمْ يَوْمَئِذٍ وَلَا يَتَسَاءَلُونَ
Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da.
فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır.

Choose other languages: