Quran Apps in many lanuages:

Surah Al-Araf Ayahs #116 Translated in Turkish

يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَاحِرٍ عَلِيمٍ
Her bilgin büyücüyü sana getirsinler.
وَجَاءَ السَّحَرَةُ فِرْعَوْنَ قَالُوا إِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِنْ كُنَّا نَحْنُ الْغَالِبِينَ
Büyücüler Firavun'a gelip dediler ki: Eğer galip gelen biz olursak bize iyi bir ödül var mı?
قَالَ نَعَمْ وَإِنَّكُمْ لَمِنَ الْمُقَرَّبِينَ
Evet, dedi, ayrıca siz benim en yakınlarımdan olacaksınız.
قَالُوا يَا مُوسَىٰ إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ نَحْنُ الْمُلْقِينَ
Sihirbazlar şöyle dediler: Ey Mûsa! Sen mi hünerini ortaya atacaksın yoksa biz mi hünerlerimizi sergileyelim?
قَالَ أَلْقُوا ۖ فَلَمَّا أَلْقَوْا سَحَرُوا أَعْيُنَ النَّاسِ وَاسْتَرْهَبُوهُمْ وَجَاءُوا بِسِحْرٍ عَظِيمٍ
Siz sergileyin. dedi. Hünerlerini ortaya atınca, halkın gözlerini büyülediler, onları dehşete düşürdüler. Çok büyük bir büyü sergilediler.

Choose other languages: